Çocuğumla Oyun Oynamak İstemiyorum
Çocuğunuzla oyun oynarken hissettiklerinizden dolayı kendinizi suçladınız mi hiç? Neden yapamıyorum, neden istemiyorum diye düşünürken daha da oyunun dışında kalıp çocuğunuzun “Anneee, Babaaa” şeklinde bağırışıyla irkildiniz mi? Öncelikle gerçekten yalnız değilsiniz ve yanlış da değilsiniz.🙂
Çocuğumuzla oyun oynama noktasında hepimiz zaman zaman isteksiz olabiliriz, yorgun hissedebiliriz bu çok normal. Bahsettiğimiz biraz daha onun ötesinde bir durum. Çocuğumuz bizi oyuna davet ettiğinde genel olarak çok isteksiz, beceremeyecek gibi, gergin ya da öfkeli hissediyor olma halimiz ve bunun bir gün bir ay değil sürekli devam etmesi bahsedilen, ki olması da hepimiz için gayet mümkün bir durum.
Bu durum olduğunda şöyle de bir döngü oluyor, oyun esnasında karşıdakinin çok da onunla olmadığını ve isteksizligini kişi ne kadar yansitmasa da farkeden çocuk bu sefer hiçbir oyunu oyundan saymıyor ve sürekli ebeveynlerle oyun oynamak isteyip daha da üstlerine gidebiliyor. Hal böyle olunca ebeveynlerin hem rahatsız hissedip hem de art arda gelen oyunların içinde bulunmaya çalışması gerekebiliyor ki bu çok yorucu bir durum. Çocuklarımızla her an oyun oynamak zorunda değiliz ancak onlarla günün belli vakitlerinde sadece onlarla olduğumuzu ve onlarla olduğumuzdan dolayı mutlu olduğumuzu hissettirerek zaman geçirebilirsek bu hem bize hem onlara hen de ilişkimize çokça iyi gelecektir insallah.
Bazen ebeveynler zaman zaman buradaki duygularından dolayı kendilerine fazlaca yüklenip suçlayabiliyorlar ama unutmayalım bir eylemde hangi duyguyu hissedeceğimizi biz seçemiyoruz ve biz sadece şu andan ibaret değiliz. Ne kadar ebeveyn olsak da bir geçmişimiz ve devam eden süreçlerimiz var, bunları yok sayamayız.
Bu durumda öncelikle oyun sürecine karşı olan bu yaklaşımımızı, duygularımızı farkedip kabul etmemiz gerekiyor. “Evet ben çocuğumla oynarken huzursuz hissediyorum.” gibi. Bu yazdığım kadar kolay olmayacaktır tabii ki, bazen okumak bazen biriyle sohbet etmek bazense terapi süreçleri bu noktada destekleyici olabiliyor. Böyle bir hissiyatını varlığı çok doğaldır ancak oyun özellikle de ebeveynlerle oyun çocukların ihtiyacı olduğu için buna sebep olan faktörlerin bulunup onarılması çocukla olan ilişkimiz açısından çok kıymetli bir yatırım olacaktır hatta yatırımdan öte önemli bir ihtiyacın sağlıklı bir şekilde karşılanması da diyebiliriz. Bu duygumuzu farkedip kabullenmemizle beraber bunu onarmaya dair bir süreç başladığında sonrası çok kolay diyemiyorum, belki kolayca geçecek ve daha rahat hissedecegiz belki de iç dünyamızla ilgili bizi biraz zorlayan süreçlerden geçecegiz kim bilir. Şu net ki sağlıklı bir yolla ilerlersek ve vazgeçmezsek sonunda hem kendimiz hem de miniğimiz için güzel bir iyilik yapmış olacağız insallah. 🙂
O onarılma sürecine girdiğimizde herkesin karşısına aynı durum çıkmaz aslında. Kişiye bunu hissettiren sebepler farklı farklı olabilir. Bazen günlük rutinlerde çok yorulan, kendisine hiç vakit ayırmayan ebeveynlerde o zihin yoğunluğundan dolayı görebiliriz bu durumu. Bazen çocukluk döneminde ailesiyle çok vakit geçirememiş ebeveynlerde çocuklarla oynama esnasında tetiklenmeler olabilir. Bazen de nasıl oynayacağımızı bilmediğimizden ya da oyunlara dair bir fikrimiz olmadığından olabilir. Bazense oyunların fazlaca kurallar dahilinde olması gerektiğini düşünüp yüksek beklentiyle gitmemenin etkisiyle sıkılma ve yorulma görülebilir. Bunun gibi daha birçok faktör sıralayabiliriz, kişiye özgü olarak değişebilir.
Çocukla oynadığımız oyunlarda içerikten, bir şeyler öğrenmesinden ziyade beraber keyifli vakit getirebilmemiz önemli olandır. Tabii ki bazı durumlara özgü spesifik oyunlar olabilir ama her zaman illa ki böyle gitmesi gerekmez. Önemli olan nokta o esnada bizimde bir yakın arkadaşımızla vakit geçiriyormuşçasına keyif alabilmemizdir. Ondan dolayı böyle biraz daha bize cazip gelen oyunlardan başlamak yanlış bir tercih olmaz. Gerekirse duvara gölge yansıtmak da oyundur hayvan taklidi yapıp gülüşmek de, mühim olan beraber olması ve keyifli olması. 🙂